Frank Miller’ın Batman hakkında harika fikirleri var
Çizgi roman karakterleri, istisnaları bir kenara bırakırsak kolektif ürünlerdir. Elbette bir yaratıcıları bulunsa da, yayın tarihlerinde birçok yazar ve çizer tarafından, farklı açılardan ele alınmışlardır. Ellerine teslim edildiği sanatçıya göre, bir karakter köklerinden uzaklaşmış bir tasvirle çıkabilir karşımıza. Özellikle çizgi romanların altın çağı olan 1930’larda yaratılmış kahramanların geçmişleri, birer çizer ve yazarlar külliyatı gibidir. Kuşkusuz ki, karakterin yayın geçmişinde, bazı sanatçılar diğerlerinden daha büyük izler bırakır. Eğer mevzu bahis karakter Gotham’ın kara şövalyesi ise, aklımıza ilk gelen isimlerden biri Frank Miller olmalı. Ortaya, birçok yazara göre daha az Batman eseri çıkarmış olsa da, The Dark Knight Returns gibi bir şaheser başlı başına yeterli.
Batman’in Kompleks Yapısı ve Yönetmenlerin Katkıları
Tek başına bir edebi alt başlık olabilecek kadar kompleks bir kahraman Batman. Bu sebeple herkesin onu ele alış şekli, aynı sütunlar üzerine inşa edilse de bambaşka yapılar çıkarıyor. Bu yalnızca yazarlar için geçerli de değil. Batman,şu ana dek, uzun ve kısa metrajlar, animasyonlar ve televizyon dizilerini de sayarsak, neredeyse elli ayrı yönetmenin elinden geçti. Elbette, birbirinden başarılı animasyonları kenara bırakırsak, belli standartların üstünde yalnızca üç ayrı yönetmenin yapımlarını gördük: Tim Burton, Christopher Nolan ve Zack Snyder. Ayrıca, her biri karşımıza üç farklı aktörle çıkmıştı. Lakin Kara Şövalyenin bir sonraki macerasında, yarasa maskesini takacak isim, aynı zamanda yönetmen koltuğunda da oturacak: Ben Affleck. Frank Miller’ın, beklentilerin oldukça yüksek olduğu bu yeni film ile ilgili birkaç önerisi var.
Frank Miller’ın Edebiyatçılık Perspektifi
Öncelikle şunu belirtelim ki, Frank Miller dışarıdan bakan bir edebiyatçı değil. Çünkü kendi eserlerini, üç defa beyaz perdeye bizzat kendisi uyarlamış bir isim. Yani sektöre yalnızca ham madde sağlayan birinden çok daha fazlası. Sin City, modern kültler arasında yerini aldı bile. Sonrasında, biri Sin City’nin devamı olmak üzere, kendine özgü film noir varyasyonuyla iki film daha çekti. Bu yüzden bir sonraki Batman filmine dair olan fikirleri, bir yönetmenden başka bir yönetmene tavsiyeler de olarak algılanmalı.
Frank Miller’ın Batman Üzerine Fikirleri
Miller, Ben Affleck’in canlandırdığı, emeklilikten dönmüş, toleransı daha düşük ve şiddet eğilimi daha yüksek olan Batman’in yaratıcısı. The Dark Knight Returns, her ne kadar oldukça farklı bir hikaye olsa da, Batman v Superman filminin yarasasına ilham veren çizgi roman. Bu yüzden, Batman’e dair eserler üretmiş bütün çizer ve yazarlar arasında, Frank Miller bir adım öne çıkıyor. Onun fikirleri, büyük anlam taşıyor olmalı yapımda emek verecek herkes için. Affleck, ortaya koyduğu performans ile bizleri oldukça şaşırtmıştı. Adı ilk duyurulduğunda burun kıvıran kitlelerin büyük çoğunluğu, Ben Affleck’in daha da karanlık, sabrı tükenmiş ve acımasız bir Batman versiyonunu oldukça iyi canlandırdığını düşünüyor. Başka bir açıdan bakarsak, Affleck hali hazırda zaten Frank Miller’ın Batman’ini oynuyordu.
Gotham’ın Önemi ve Miller’ın Görüşleri
Gelelim Frank Miller’ın fikirlerine. Variety dergisine verdiği röportajda, Batman çizgi romanlarının en önemli karakterlerinden birinin gölgede bırakıldığını, ve bunun hata olduğunu öne sürüyor. Söz konusu karakter, nefes alan, gelişen, tepkiler veren bir kurgu ürünü olsa da bir insan değil, Gotham’ın ta kendisi. Çizgi romanlarla içli dışlı olan okurlarımız, Batman’in doğasında Gotham’ın ne denli büyük bir yeri olduğunu bilirler. Etraflıca bakıldığında, bu esrarengiz şehri yansıtmakta, şu ana dek ki Batman uzun metraj filmlerinin sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Bunu Frank Miller’dan duymak şaşırtıcı mı? Hayır. Çünkü, sıfırdan yarattığı orijinal eserlerinin en ünlüsü Sin City olan bir yazar, elbette ki bu konuya ilgi çekecekti.
Benim hayallerimdeki film, daha küçük çaplı. Bütün o oyuncakları bir kenara bırakıp, Batman’in misyonuna odaklanmak ve elbette ki şehri ön plana çıkarmak. Oldukça karmaşık bir aşk duyuyor şehrine karşı. Superman’den farklı olarak, onun suçla bağlantısı daha derin, daha kırılgan. Ailesi gözlerinin önünde katledildiğinden beri, bu böyle. Elbette ki filmi asla benim ellerime bırakmazlar. Çünkü, oyuncaklarını satabilecekleri bir ticari değer olmazdı. Şehir hakkında olurdu.
– Frank Miller